Isparta'nın Eğirdir ilçesinde bulunan Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü (SAREM), nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan tıbbi sülüklerin yetiştiriciliğini yapıyor. 15 yılı aşkın süredir bu alanda bilimsel çalışmalar yürüten SAREM, 2021 yılında Türkiye'nin ilk kapalı devre tıbbi sülük üretim merkezini kurdu. Bu merkez, 3 teknik personel ile Eğirdir Gölü'nden temin edilen anaç sülüklerle çalışıyor. Üretim, tamamen kontrollü bir ortamda gerçekleştiriliyor ve bu sayede doğal popülasyonların korunmasına büyük katkı sağlanıyor. Ayrıca, üretilen sülükler hem sağlık sektörünün ihtiyacını karşılıyor hem de ülke ekonomisine katkıda bulunuyor. Sülüklerin yetiştiriciliğinin, kontrollü ve sürdürülebilir olması; hem doğal kaynakların korunması hem de sektörün ihtiyaçlarının karşılanması açısından son derece önemlidir. Bu durum, dünya genelinde doğadan toplanan sülüklerin ticaretinde Türkiye'nin yaklaşık %80'lik paya sahip olmasını da sağlıyor.

Türkiye'nin İlk Tıbbi Sülük Üretim Merkezi

SAREM bünyesinde faaliyet gösteren merkez, yılda 20 bin Hirudo verbana türü tıbbi sülük yetiştiriyor. Bu sülükler, dolaşım sistemi rahatsızlıkları, nöroloji, dermatoloji ve estetik cerrahi gibi birçok alanda kullanılıyor. Ayrıca, sülüklerin salgıladığı enzim ve hormonlar, ilaç ve kozmetik sanayisinde ham madde olarak da değerlendiriliyor. Merkez, sektörün ihtiyacına göre sülükleri 30 ila 70 lira arasında değişen fiyatlarla satıyor. Üretilen sülüklerin kalitesi ve hijyeni, uluslararası standartlarda tutuluyor. Merkezin amacı, Türkiye'nin tıbbi sülük pazarındaki lider konumunu güçlendirmek ve sürdürülebilir bir üretim modelini yaygınlaştırmaktır. Bu kapsamda, yetiştiricilik yapmak isteyen kişilere de bilimsel esaslara dayalı üretim teknikleri konusunda destek veriliyor.

Hirudoterapi ve Tıbbi Sülüklerin Önemi

2014 yılında yayımlanan Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği ile "Hirudoterapi", modern tıpta yerini almıştır. Yönetmelik, kliniklerde kullanılacak sülüklerin steril işletmelerden temin edilmesini zorunlu kılmaktadır. Bu durum, hem hastaların güvenliğini hem de tedavinin etkinliğini artırmaktadır. Sülüklerin yoğun kullanım, doğadan aşırı toplama, çevre kirliliği ve sanayileşme nedeniyle büyük ölçüde azalması nedeniyle, bu türlerin toplanması ve ihracatına Nesli Tehlikede Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme kapsamında kota getirilmiştir. Bu kota uygulaması, sülük popülasyonlarının korunması için oldukça önemli bir adımdır. Sülük yetiştiriciliği, hem bu nadir türlerin korunmasını sağlıyor hem de Türkiye ekonomisine katkı sağlıyor. Bu sebeple, sürdürülebilir bir sülük yetiştiriciliği oldukça büyük önem taşıyor.

Sürdürülebilir Tıbbi Sülük Yetiştiriciliği

Türkiye'de tıbbi sülük yetiştiriciliği, hem ülke ekonomisi hem de biyolojik çeşitlilik açısından büyük önem taşımaktadır. SAREM'in çalışmaları, bu alanda sürdürülebilir bir model oluşturmak için önemli bir örnek teşkil etmektedir. Kontrollü ortamda yetiştirilen sülükler, doğal popülasyonlara zarar vermeden sağlık sektörünün ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Ayrıca, bu yetiştiricilik faaliyetleri, yeni istihdam olanakları da yaratmaktadır. Gelecekte, SAREM'in çalışmalarının daha da genişlemesi ve sürdürülebilir bir sülük yetiştiriciliği modelinin tüm ülkeye yaygınlaştırılması hedeflenmektedir. Bu sayede, hem Eğirdir hem de Türkiye ekonomisine önemli katkı sağlanması amaçlanmaktadır. Aynı zamanda, nesli tükenmekte olan bu değerli türün korunması sağlanmış olacaktır.